24 Ağustos 2023 Perşembe

Ateşten Adamlar ve ATA Parti Devrimi-Yılmaz Parlar


PARLAR MEDYA  
Ateşten Adamlar ve ATA Parti Devrimi


Ateşten Adamlar ve ATA Parti Devrimi

ATA Parti Başkanı Namık Kemal Zeybek Ateşten Adamlar kitabında kaleme aldığı Devrim öncüleri ve  ATA Parti Devrimleri örtüşmesiyle ilgili söyleşi gerçekleştirdik.


Ülke bütünde verimsiz geçirmiş şu günlerde kara bulutlar arasından doğan güneş gibi ATA Partisi kuruldu.

Genel başkanları Namık Kemal Zeybek liderliğin tüm bileşenlerine ve vasıflarına sahip.

Çok ilçelerde kaymakamlıklar yapmış. Gümrük müşavirliğinde bulunmuş, milletvekilliği Kültür Bakanlığı devlet bakanlığı artı büyükelçi gibi unvanlarda, o makamlarda hiç unutulmaz başarılı hizmetler vermiş bir değerimiz. Kendisi Türklük adına engin bilgilere sahip, eşsiz bir duayen diyebiliriz.

Aynı zamanda akademisyen. Türklük üzerine çok sayıda kitapları mevcut.

Ancak Bu ateşten adamlar kitabı ATA partinin tamamen bu kuruluş ilkelerine uygun. Atatürk'ün devrinde öncü olan liderlerin listesinden birkaçını kaleme almış.

Şimdi onlar hakkında konuşacağız. Yani Ata Parti'de Sayın Başkan bu liderlerin arasındaki yapacağınız bu

Devrim olaylarıyla örtüştüğü kısımları biraz açıklar mısınız? Birkaç kimseyi bize söyler misiniz?

“Evet. Sağ olun. Evet. Ben de dediğiniz gibi birtakım görevlerde bulundum. Işte yirmi üç yaşında kaymakam oldum On yedi kaymakamlık yaptım. Otuz üç yaşında. Gümrük tekel bakanlığı müsteşarı oldum.

Gün Sazak Müsteşarı'yım. Yani, Onlarla çalıştık onu özellikle söylemek isterim.

O çok değerli biri elbette. Dediğiniz gibi, sonra da yine siyasi hayatımda bakanlıklar büyükelçilikler ve bir üniversitenin de kurucusu oldum.

Ahmet Yesevi üniversiteyi uluslararası Türk Kazak Üniversitesi olarak kurdum. Ve 14 yıl yönettim.

Kırgızistan'da Manas Üniversitesini kurdum. Sonra bir arkadaşım aradı. Devrettim ama o sürdüremedi. Başkaları sürdürüyor…

Söylediğiniz gibi yani siyasi hayatımda çok siyasi deneyimler kazandım. Okumalar yazdım. Kitaplar yazdım. Ve bütün bunlar sonucunda artık son yıllarda Türkiye'nin içine girdiği bu karşı devrim sürecinde yeniden Ata'nın Türk devrimini anımsamak ve o Türk devrimini çağa taşımak üzere yeniden Türk Devrimini gerçekleştirmek üzere beş ana devrim yapmak üzere arkadaşlarımla birlikte bir siyasi parti kurdum.

Beş ana devrim diyorum.

1, Yeniden Türk Devleti'ni kurmak lazım. Yeniden. Çağdaş Türk devleti olarak bozuldu.

2, Yeniden çağdaş eğitim sürecine Türkiye'yi sokmak lazım. Çünkü çok uzaklaştı.

ileri demokrasiyi artık Türkiye'de gerçekleştirmek lazım. Türkiye bunu hak ediyor.

Atatürk'ün döneminde olduğu gibi yeniden

Toplumcu kalkınma sürecini başlatmak lazım ancak böyle kalkınabiliriz.

Tüm bunlardan sonra da bilgi devrimini yaparak bilgi çağına girmemiz lazım.

Demek ki beş işaretimiz de bu.”

Bu kitapta bir 30’a yakın değeri, hepsi birbirinden çok değerli, öncü liderleri kaleme aldınız. Ama bunların dışında savaş zamanında kalanlar var. Bu sadece cumhuriyetten sonraki olan kimseler. Bir kaçına bir örnek verebilirmisiniz? Yaptıkları ile sizin Devrim ilkelerinizle örtüşenleri.

“Evet. Bunun önemi şu yani. Atatürk Türkiye devletini kurmak üzere Osmanlı'nın yıkılışından sonra, Kurtuluş Savaşı'nı Türkçülerle yaptı. İslamcılar ise ne yazık ki o dönemde Yunanlıların yanında yer aldılar. Maalesef evet. Onları söylemeliyiz ki bunlar anlaşılsın.

Elbette Yani söz gelimi Şeyhülislam Dürzüzade.

Şeyhülislam Mustafa Sabri. Büyük İslam bilgini diye satılmaya çalışılan, İskilipli Atıf Hoca gibi, kimi müftüler gibi, kimi şeyhler gibi insanlar Yunancı oldular.

Buna mukabil, Türkçü din adamları, Ankara Müftüsü o dönemin, Alevi Bektaşiler'in lideri Cemalettin Çelebi gibi.

Türkiye'de yaşayan Türk Ortodokslarının lideri ve sonra patriği olan çok değerli Papa Eftim, Kendine Teoman Ergene diyor ve kendisi diyor ki bana Türk dostu demeyin. Ben Türk'üm. Ama dinim Ortodoks'luk. Böyle çok değerli insanları unutturmamak lazım.

Onların adını anmak lazım. Çünkü Kurtuluş Savaşı'nda da, Kuruluş savaşımında da yani Atatürk evet. Türk Devletini çağdaş akıl ve bilime dayalı bir devlet olarak kurarken onun yanında bulunan ve ona çok katkılar sağlayan Atatürk'ün işlerini Devrimini kolaylaştıran insanlar var.

Yani bunların birincisi olarak ben Mahmut Esad Bozkurt'u yazdım.

Mahmut Esad Bozkurt. Mahmut Esad Bozkurt kimdir? Soyadı Bozkurt. Kendisi aldı. Atatürk ona Ateşten Adam soyadını vermek istedi. Sen Ateşten Adamsın dedi.

Evet. O yüzden ben kitabın adını Ateşten Adam koydum. O dedi ki hayır benim soyadım Bozkurt olsun. Yani o Bozkurt olmasında onun kazandığı bir Bozkurt Lotus davası önemlidir aynı zamanda bu gerçek bir Bozkurttur. Hukukçudur ve Türkiye'de çağdaş hukuk Devriminin yapılması ve Türkiye'nin dogmatik naslara dayalı çok gerilerde kalmış. Kadınları kocalarının üç ortağından biri olmaya zorlayan, Kadınlara mirasta yarım hisse veren, kadınları mahkemede yarım insan sayan yani iki kadın bir erkek sayılır diyen, kadınları kapatan, Kadınlar ağ koymaktan alıkoyan, bir anlayış yerine devrim yaparak Türkiye'de çağdaş hukuku getiren, işi başlatan kişi Mahmut Esat Bozkurt'tur. çoğu hukukları değil mi?

Medeni hukuk, ceza hukuku. Onun zamanında

Ama bunun en iyilerini alarak da hukuku Ziya Gökalp da böyle söylüyor. Türk'ün esaslarında diyor diyor ki Türkçe hukuki Türkçülük çağdaş hukuku Türkiye'ye getirmektir diyor.

Mahmut Esat Bozkurt Atatürk'ün elbette ki gözetiminde desteklemesiyle, onun gölgesinde. Ama o başardı. Adalet Bakanı olduğu zaman medeni kanunu getirdi ve diğer temel kanunları getirerek Türkiye'yi çağdaş bir konusunda büyük katkı sağladı. Evet. Onu söylemiş olalım bir. Onunla birlikte yine aynı çizgide bir başka çok önemli kişi vardır.

Onu yazdım, Doktor Reşit Galip. Evet. Doktor Reşit Galip ne yaptı? Öyle bir devrimcidir ki Doktor Reşit Galip Atatürk'e bile teoricilik konusunda kafa tutan bir adamdır. Ama bakın şu Atatürk'e ki kendi kendisiyle çekişen, yemekte kavga eden kişiyi bir yıl sonra Milli Eğitim Bakanlığına getirdi. Milli Eğitim Bakanlığı yaptı. Ve Doktor Reşit Galip çok kısa süren bir yılı bile tamamlamayan bakanlık döneminde Türkiye'nin ilk üniversitesi olan İstanbul Üniversitesi'ni o kurdu.

Evet ve İstanbul Üniversitesi Atatürk'ün gözetiminde, dışarıdan itlerden kaçan dünya çapında bilim adamları ve Darülfunun'dan seçilen gerçek bilim adamları

Bunlara eklenen Atatürk'ün yurt dışına Avrupa'ya gönderdiği ve artık dönüp gelen 500 genç bilim adamıyla birlikte öyle birdenbire Darülfü'nun yarı medrese iken dünya çapında evet tanınan bilinen ve saygı duyulan bir üniversite haline geldi. Kim yaptı bunu? Doktor Reşit Galip onu yaptı. Onun nasıl bir Türkçü olduğunu anlamak bakımından onun yaptığı en önemli konulardan birisi de 23 Nisan 1933 de  evet. Evinde çocuklarıyla Konuşurken ortaya çıkan andımız. Andımızı andımızı

Milli Eğitim Bakanı olarak okullarda okutmaya başladı. Orada ince bir nokta var.

O yurduma, bu duruma derken sonra da milletime diye çevrildi. Yani onun Türkçülüğü. Aynı zamanda dilde Türkçülüktür bunun sözünü kullanmıştır.

O da yine çok önemli bir kişidir. Üçüncü bir kişiden de söz etmeliyiz. O da Doktor Rafik Saydam diyelim. Evet. Bakanlık yapmış uzun yıllar Sağlık Bakanlığı yapmış kişi olarak. Atatürk'ün gözetiminde onun desteğiyle Türkiye'yi salgın hastalıklardan kurtaran kişidir.”

Evet. Hıfzıssıhha'yı,

"Hıfzıssıhha Enstitüsü'nü Kur'an, Hıfzıssıhha Enstitüsü'nü kurduğu zaman 22 aşı orada üretiliyordu. Ve bunlardan birisi Çin'e satıldı. Hastalıklar o aşı ile ortadan kaldırıldı. Salgın, hastalıklar ortadan kaldırıldı.”

Hatta İngiliz kraliçesi o çiçek aşısını son derece benimsiyor ve o zamanlar bizden alıyor.

“Şimdi bunları niye yazıyorum ben? Daha tabii var uzatmayalım sözü. Bunun gibi çok değerli kişiler var. Bunlar Ateşten Adamlardır. Bunlar unutulmamalıdır. Bunların hepsi Türkçüdür. Toplumcudur. İlericidir. Kendileri böyle tanımlanır. Aydınlanmacıdır. Dolayısıyla Atatürk'ün o başlangıçtaki Türk devrimi bir temsil eden bu yüce kişiler bilinmeli ki bizim yeniden Türk devrimi derken kimleri örnek aldığımızda çıksın.”

Zaten bunları hep örnek alarak yapılacak olan olaylar ki, uçaklar yapanlar, 10 bin kilometre demir ağların 1250 km lik kısmını örenler..

“Nuri Demirağ evet. Hepsini sayarsak çok zaman alıyor.”

Bana göre her Türk'ün okuması gereken bir kitap bu. Ateşten Adamlar ve aynı zamanda girişimciler için yani girişimci insanlar için okuması gereken bir kitap.

Hakikaten çok çok değerli. Ve bakıldığı zaman da o büyük zorluklar içerisinde neler yapmışız?

Sayın Başkan Namık kemal Zeybek bu konuda Çok güzel bir vefa örneği gösterdiniz. Sağ olun. Bunları andınız. bunları kaleme aldınız. Gerçekten yani ben kendi adıma müteşekkirim. Bütün Türkiye'de aynı şekilde teşekkür edeceklerdir. Güzel bir söyleşi oldu Sayın Başkan. Çok teşekkür ediyorum. Sağ olun.

yilmazparlar@yahoo.com




9 Ağustos 2023 Çarşamba

TABA, Türkiye İle Afrika Arasında Köprü -Yılmaz Parlar


PARLAR MEDYA  
TABA, Türkiye İle Afrika Arasında Köprü

  TABA, Türkiye İle Afrika Arasında Köprü  

Afrika'nın hızla artan nüfusu ve pazarları, küresel büyümenin yavaşladığı bir ortamda iş dünyası için önemli fırsatlar sunuyor. Hızla büyüyen ve kentleşen bir nüfus, Afrika'nın şu anda yaklaşık 1,2 milyar olan nüfusunun 2030 yılına kadar 1,7 milyara ulaşacağı tahmin ediliyor.



Afrika'nın mal ve hizmetlere yönelik karşılanmamış talebini karşılamak, altyapısındaki boşlukları kapatmak, istihdam yaratmak ve yoksulluğu azaltmak için iş dünyasından daha fazla yenilik ve yatırım şart. 

TABA kilit sektörlerdeki Afrika iş fırsatlarının kapsamını açıkladı.



29-30-31 Ağustos’ta İstanbul’da gerçekleşecek Afrika İş Forumu ve Fuarı (AFEX ) nedeniyle Türk-Afrika İş Adamları Derneği (TABA) 08 Ağustos 2023 Salı günü, Taksim Point Hotelde bir panel düzenledi. 

Türkiye’de İş Dünyası Dergisi Genel Yayın Yönetmeni, TGRT Haber Ekonomi Müdürü, YAPDER, Güvenilir Ürün Platformu Genel Başkanı Celal Toprak'ın Moderatörlüğünde Taba Başkanı Fatih Akbulut  ve Özgün Ocar, Afrika ile detaylı bilgiler paylaştı.



Hiperaktif geçen toplantıda Moderatör Celal Toprak açılış konuşmasında Türkiye'nin Afrika’ya ihracat noktasında da bu pazarların varlığın oluşmasında bunu en iyi yapanlardan biri TABA olduğunu belirtdi.. Yönetim Kurul Başkanı Fatih Akbulut tablonun ayrıntıları konusunda bilgi vereceğini açıkladı.

 Toprak “TABA’da yeni dönemde iki yüz etkinliğin ardından İstanbul'da Afrika önemli iş insanlarını Türk firmalarıyla buluşturuyor ki yeni bir ticari atmosfer ” dedi ve Fatih Akbulut'a sözü bırakdı.

Fatih Akbulut, Yatırımcıların bu fırsatı karlı, sürdürülebilir işletmelere dönüştürmek için atabilecekleri adımları önerdi.

Afrika ülkeleri gelişmekte olan pazarlarla yeni bağlar kurulduğunu aktardı.

Afrika ülkeleri, gelişmekte olan hayati pazarlarla yeni bağlar kurarak reaktif diplomasiden proaktif diplomasiye geçmek için ilerlemeler kaydetdiğini paylaştı.

TABA Başkanı Fatih Akbulut, Afrika ekonomisine katkı ve Türkiye ile ilişkilerin geliştirilmesi için bugüne kadar 200'den fazla etkinlik yaptıklarını, bu etkinliklere yeni bir boyut kazandırmak istediklerini, Afrika ile en doğru ilişkiyi ülke olarak bizim kurduğumuzu, bütün bunların gerçekleşmesi için AFEX olarak ellerinden gelenin en iyisini yapacaklarını söyleyerek, özetle, "29-30-31 Ağustos'ta İstanbul'da gerçekleşecek Afrika İş Forumu ve Fuarı'na (AFEX) Afrika'nın 40'tan fazla ülkesinden seçilmiş iş insanı katılacak.

TABA olarak amacımız, Türkiye ve Afrika arasında hakka ve hukuka dayalı, dostane ve sürdürülebilir bir gelişim ortamının oluşturulmasına katkı sağlamak ve böylece ülkemizin bu pazardaki potansiyel ihracat hacmine ulaşmasını hızlandırmak. Bu nedenle Türk iş insanları için çok büyük bir fırsat sunuyoruz.” dedi 

Gerçektende, Afrika'nın geleceği parlak görünüyor. Ekonomik hızlanma ve iyileşen iş ortamı, her biri kilit ekonomik sektörlerde dönüştürücü büyümenin kilidini uzun vadeli trendle destekleniyor.

Gelirler artıyor ve tüketici pazarında yeni iş fırsatları doğuyor. Afrika sanayileşiyor, Üreticiler işlenmiş gıdalardan otomobillere kadar her şeyin üretimini hızlandırırken, Afrika sanayi devrimi yolda. 

Bacasız endüstriler arasında Turizm gibi devam eden gelişim gösteren sektör birer fırsat.    



Afrika altyapı açığını kapatmaya çalışıyor, zayıf altyapı, Afrika'da yatırım ve büyümenin önündeki en önemli engellerden biridir. Ancak önemli ilerlemeler kaydedildi. Tarım ve kaynak zenginliğini serbest bırakacak yenilikler mevcut. Afrika uzun zamandır hem tarım hem de maden kaynaklarındaki zenginliğiyle biliniyor.. Artan dijital ve mobil erişim potansiyeli gün geçtikçe artıyor.

TABA  

Türkiye ve Afrika arasındaki ticari, sosyal, kültürel ve diplomatik ilişkileri güçlendirme hedefiyle 2012 yılında kurulan TABA, bugün her iki taraf arasında sürdürülebilir ve karşılıklı çıkarlar doğrultusunda ilişkiler geliştiren bir kurum olarak faaliyetlerine devam ediyor.

TABA, Endonezya’dan ABD’ye, Brezilya’dan Hollanda’ya kadar pek çok farklı ülkede üçlü forumlar düzenledi ve bu ülkelerin Afrika ile bağlantılarına önderlik etti.

 yilmazparlar@yahoo.com